(Nakarat) Beni burada arama, arama anne Kapıda adımı, adımı sorma (4x) Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne, ağlama.
Kaç zamandır yüzüm traşlı Gözlerim şafak bekledim Uzarken ellerim kulağım kirişte Ölümü özledim anne... Yaşamak isterken delice! Ah.. verebilseydim keşke Yüreği avcunda koşan her bir anneye Tepeden tırnağa oğula ve kıza kesmiş Bir ülkeye armağan Düşlerimle sınırsız Diretmişliğimle genç Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma Usulca açıverdi yanağımda tomurcuk Pir sultan'ı düşün anne, şeyh bedretinn'i Börklüce'yi Torlak Kemal'i... Insanları düşün anne! Düşün ki yüreğin sallansın, Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan Mutlu bir yusufcuk havalansın...
(Nakarat) Beni burada arama, arama anne Kapıda adımı, adımı sorma (4x) Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne, ağlama.
Yani benim güzel annem Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken Oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim Ne garip duygu şu ölmek? Öptüğüm kızlar geliyor aklıma, Bir açıklaması vardır elbet giderken darağacına... Geride, masa üstünde boynu bükük Kaldı kağıt kalem. Bağışla beni güzel annem Oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana. Elleri değsin istemedim Gözleri değsin istemedim Ağlayıp kokluyacaktın Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda. Yaşamak ağrısı asıldı boynuma, oysa türkü tadında yaşamak isterdim... Ölmek ne garip şey anne!
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı, Sedef katmal bir kutu içinde, vermek isterdim çocukların ellerine. Sonra, sonra benim güzel annem Damdan düşer gibi(!), vurulmak isterdim bir kıza... Gecenin kıyısında durmuşum, kefenin cebi yok Koynuma yıldız doldurmuşum, koşun çocuklar koşun Sabah üstüme üstüme geliyor! Kısacası güzel annem, Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok, Gülmek, umudetmek, özlemek... Ya da mektup beklemek, gözleri yatırıp ıraklara...
Ölmek, ne garip şey anne! Artık duvarlari kanatırcasına tırnağımla Şaşkın umutlu şiirler yazamıyacağım! Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım, Baba olamayacağım örneğin! Toprak olmak ne garip şey anne... Ölmek ne garip şey anne... Uçurumlar ki sende büyür Dağdır ki sende göçer Ben bayrak derim çiçek derim Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim Gül yanaklı çocuğa benzer Yinede oğlunu yitirmek kim bilir ne garip şey anne!..
Her kavgada ölen benim, Bayrak tutan, çarpışan... Her kadın toprağı tırnaklıyarak doğurur beni. Özlem benim, kavga benim, aşk benim... Bekle beni anne, bir sabah çıkagelirim Bir sabah anne bir sabah Acını süpürmek için açtığında kapını Bir sabah anne bir sabah Acını süpürmek için açtığında kapını Adı başka, sesi başka Nice yaşıtım koynunda çiçekler, çicekler içinde bir ülke getirirler...